Bu yazımızda Denizli Avukat olarak mültecilik statüsü ile geçici koruma statüsünü mevzuatlar çerçevesinde açıklayacağız.
Mültecilik statüsü 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Korunma Kanununda (YUKK) düzenlenmekte olup Ülkemizin bulunduğu coğrafi konum sebebiyle ülke gündeminin her daim önemli gündemlerinden biri olmaktadır. Son dönem Suriye’de yaşanan olaylar neticesinde ülkemize yabancı uyruklu kişilerin akını üzerine öncelikle mülteci-geçici koruma ayrımının ortaya konulması gerekmektedir.
İÇİNDEKİLER
Mültecilik Statüsünün Yasal Dayanağı
Mültecilik statüsü YUKK madde 61 çerçevesinde “Avrupa ülkelerinde meydana gelen olaylar nedeniyle; ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korunmasından yararlanamayan ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancıya veya bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan , oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen vatansız kişiye statü belirleme işlemleri sonrasında mülteci statüsü verilir.”
Geçici Koruma Statüsünün Yasal Dayanağı
Geçici koruma statüsü ise YUKK’un 91. maddesinde düzenlenmiş olup ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir. Bu kişilerin Türkiye’ye kabulü, Türkiye’de kalışı, hak ve yükümlülükleri, Türkiye’den çıkışlarında yapılacak işlemler, kitlesel hareketlere karşı alınacak tedbirlerle ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlar arasındaki iş birliği ve koordinasyon, merkez ve taşrada görev alacak kurum ve kuruluşların görev ve yetkilerinin belirlenmesi, Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Bilinenin aksine ülkemizde bulunan Suriyeli vatandaşların sahip olduğu statü geçici koruma statüsüdür.
Kısaca yukarıda değinilen kanun maddelerinin dayanağından bahsetmek gerekirse işin özünü geri gönderme yasağı (non refoulement) oluşturmaktadır. Tarafı olduğumuz “Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin 1951 Cenevre Sözleşmesi” hükümleri çerçevesinde YUKK 4. maddesi düzenlemesi gereğince; “hiç kimse, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı veya ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı bir yere gönderilemez.”
Geçici koruma almak üzere başvurup kayıt işlemleri tamamlanan kişilere valilikler tarafından verilen geçici koruma kimlik belgesi düzenlenir. Geçici koruma statüsüne sahip kişiler bu belge sayesinde Türkiye’de kalabilmektedirler. Ancak bu belge ne ikamet izni yerine geçer ne de kalınan süre vatandaşlığa geçiş için gerekli ikamet süresine etki eder. Bununla birlikte geçici koruma statüsüne sahip kişiler geçici koruma kayıt tarihinden altı ay sonra Bakanlığa başvuruda bulunarak çalışma izni alabilmektedirler.
Son olarak Türk vatandaşlığına geçiş hususuna değinmek gerekirse geçici koruma sahip olan kişiye Türk vatandaşlığına geçiş hakkı tanımamaktadır. Türk vatandaşlığına geçiş sadece kanunda öngörülen çeşitli şartların yerine getirilmesiyle mümkün olmaktadır.
Mültecilik veya geçici koruma ile ilgili hukuki ihtilaflarınızda ya da yabancılar hukuku alanında daha fazla bilgiye ihtiyaç duyduğunuzda Denizli Yabancılar Avukatı ile iletişime geçebilirsiniz.