yargitay

 

YARGITAY
12. CEZA DAİRESİ

ESAS NUMARASI : 2020/826
KARAR NUMARASI : 2020/3055

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 15.10.2019 tarihli, 2019/4176 Esas – 2019/1746 Karar sayılı ”istinaf başvurularının esastan reddine” ilişkin karar sanık müdafii ile katılanlar vekilleri tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:

24 Aralık 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 100. maddesi ile CMK’nın 299 maddesinde yapılan değişiklik neticesinde, her ne kadar sanık müdafii duruşmalı temyiz isteminde bulunmuş ise de, duruşma açılmaksızın, dosya üzerinden yapılan incelemede;

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafii ile katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1-Dosya içeriğine göre olay gecesi sanığın sevk ve idaresindeki otomobille, hız sınırının 82 km olduğu meskun mahalde, ortadan metro tüneli geçen refüjle bölünmüş tek yönlü, çift şeritli, virajlı cadde üzerinde sol şeritten seyri sırasında direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ile, yolun sağ tarafına doğru kayan aracın sağa yönelen 55 metre fren izi ile yolun sağ tarafındaki yan yol otobüs durağında kaldırımda araç bekleyen yayalara ve sonrasında da otobüs durağı ile demir bariyerlere çarpması sonucu yayalardan birinin yolun alt kısımlarındaki yeşil alana düşmesi şeklinde meydana gelen ve bir kişinin ölmesi, bir kişinin de hayat fonksiyonlarına orta ve 3. derece etkili kemik kırığı meydana gelecek şekilde yaralanması ile sonuçlanan olayda, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle aynı Kanun’un 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekmekte olup, dava konusu olayda sanık tamamen kusurlu olmakla birlikte bir kişinin ölmesi, bir kişinin de nitelikli yaralanması, maddede öngörülen cezanın alt sınırı nazara alınmak suretiyle, cezada orantılılık ilkesi ile adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, alt sınırdan çok fazla uzaklaşılarak teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini;

2-Olaydan 188 dakika sonra yapılan ölçümde 0.60 promil alkollü olduğu ve dosyada mevcut Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporuna göre olay sırasında 1.07 promil alkollü olduğu tespit edilen sanığın, olay sonrası yapılan incelemede aracının hızının 102 km/saat takılı kaldığının belirlendiği, sanığın aşamalardaki savunmalarında; olay gecesi aracı ile seyir halinde iken, başka bir araçla yanından geçen arkadaşlarına yetişmek için birden hızını arttırdığını ve en sol şeride geçmek istediğini, bu nedenle orta şeritte bulunan aracın arkasından sol şeride geçtiğini, arkadan gelen araçların kendisine sellektör yapması üzerine tekrar aracını orta şeride geçirdiği sırada arabanın arkasının kayması ve yolun ortasında iki kez dönmesi üzerine aracı kontrol edebilmek düşüncesi ile önce gaza basmaya devam ettiğini, ancak aracı toparlayamayınca frene bastığını beyan ettiği; kovuşturma aşamasında yapılan keşfe katılarak yapılan canlandırma sonucu düzenlenen 07.06.2019 tarihli bilirkişi raporunda, sanığın, en sağ şeritte bulunmasına rağmen en sol şeride geçme hamlesi ve tekrardan en sağ şeride geçme hamlesinde bulunmak suretiyle, art arda şerit değiştirerek makas tabir edilen manevra hareketlerini gerçekleştirdiğinin, otomobilin savrulmanın sonunda hız düşümü ile çarpışmanın etkisinde takılı kalan 102 km/saat hızı gösterir ibre çizgisinin çok üzerinde bir hızdaki seyrinin devamında, kontrolsüz şerit değiştirme hareketlerinin sonucunda sağa ani manevra hareketinin ile aracını sola doğru düz yol şeridi üzerinde toparlayamaması neticesinde mevcut savrulma ve çarpma eylemi şeklinde kazanın gerçekleştiğinin belirtildiği; tüm bu tespitlere göre, olay anında güvenli sürüş yeteneğini kaybettirecek şekilde 1.07 promil alkollü olan sanığın, seyir güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde art arda şerit değiştirmek suretiyle makas tabir edilen manevra hareketlerini gerçekleştirmesi sonucu kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiğinin anlaşılması karşısında, bilinçli taksir kabul edilen birden fazla kural ihlalini gerçekleştiren sanık hakkında belirlenen temel cezanın, TCK’nın 22/3. maddesi gereğince alt sınırdan uzaklaşılarak arttırılması gerekirken, TCK’nın 22/3. maddesi gereğince arttırım miktarının alt sınırdan ve eksik belirlenmesi;

3-Dosya içerisinde yer alan sürücü belgesi bilgilerine göre sanığın aynı belge numarası altında B, B1, D1, F, M sınıfı sürücü belgesinin bulunduğu, F, B1 ve M sınıfı belgeler ile otomobil kullanılmasının mümkün olmadığı, B sınıfı sürücü belgesi ile otomobil kullanılmasının, D1 sınıfı sürücü belgesi ile de minibüs ve otomobil kullanılmasının mümkün olduğu, sanık hakkında TCK’nın 53/6. maddesindeki hükümlerin uygulanmasına karar verilirken, yargılamaya konu kazayı idaresindeki otomobil ile yaptığı, bu nedenle sanığın somut olaya konu taksirle öldürme suçu sebebiyle F, B1, M sınıfı sürücü belgelerinin geri alınamayacağı gözetilmeden ve sanığa ait sürücü belgesinin sınıfı belirtilmeden, ilgili madde hükmünün amacına aykırı şekilde sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilmesi;

SONUÇ : Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ile katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 15.10.2019 tarihli, 2019/4176 Esas – 2019/1746 Karar sayılı ”istinaf başvurularının esastan reddine” dair hükmünün, 5271 sayılı CMK’nın 302/2. madde ve fıkrası uyarınca BOZULMASINA; bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere 5271 sayılı CMK’nın 7165 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi ile değişik 304/2. maddesi uyarınca, dosyanın gereği için Bursa 7. Ağır Ceza Mahkemesine; kararın bir örneğinin de Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na GÖNDERİLMESİNE; 04.06.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Ayrıca yetki belgesi ile icra dosyasına görevlendirilen avukatın görevlendirilmiş olduğu dosyada herhangi bir işlem yapmadığı için aleyhine başlatılan soruşturma sonunda şüpheli avukatın geçici görevli olduğu gerekçesiyle hakkında soruşturma açılamayacağına dair emsal karara buradan ulaşabilirsiniz.