yargitay

 

YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ

ESAS NUMARASI : 2014/3489
KARAR NUMARASI : 2014/7631

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı aleyhine elektrik bedelini ödememesi nedeniyle İzmir 18.İcra Müdürlüğünün 2005/7923 Sayılı dosyası ile icra takibine başlanıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek vaki itirazın iptaline, takibin devamına ve davalının %40 dan az olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece; İİY 67/1 maddesi gereğince 1 yıllık sürede itirazın iptali davası açılmadığı, her ne kadar davacı vekili duruşmada borçlu itirazının tebliğ olunmadığını, davanın açılmasından yaklaşık 10 gün önce arşiv araştırması sonucu dosyanın bulunabildiğini ileri sürse de hayatın olağan akışı ve genel yaşam kuralları içerisinde alacağı için icra takibine geçen davacının takipten yaklaşık 5 yılı aşan bir süre geçtikten sonra bu davayı açmasının, itirazın öğrenildiği bildirilen tarih olarak gerçekçi bulunmadığı, yasa madde metnine bağlı kalınarak itirazın alacaklıya tebliğini 5 yılı aşan şekilde beklemenin de hakkaniyete uygun bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İİK.nun 67/1.maddesinde; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir” hükmü yer almaktadır.

Anılan yasa maddesinde de açıkça belirtildiği gibi; itirazın iptali davası açmak için öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlar. Bunun dışında bir yol (harici öğrenme v.s) öngörülmemiştir. Nitekim, aynı Kanun’un 62/2. madde ve fıkra hükmünde de, itirazın alacaklıya tebliği zorunluluğu getirilmiştir.

Somut olayda; itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği bildirildiğine göre, mahkemece davacı alacaklıya tebliğ yapılmadığından 1 yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı gözetilip, itirazın iptali davasının süresinde açıldığı kabul edilerek, işin esası hakkında yapılacak yargılama sonucunda, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanlış gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Ayrıca avukatlık sözleşmesinden kaynaklı davalarda müvekkil olarak adlandırılan tarafın Tüketicinin Korunmasına Dair Kanuna göre tüketici sayılmadığı bu nedenle de açılacak olan davanın asliye hukuk mahkemesinde açılmasına dair emsal karara buradan ulaşabilirsiniz.